Sırt Fıtığı

Torakal disk hernisi, halk arasında sırt fıtığı olarak adlandırılan hastalıktır. Nadir görülen ancak görüldüğü zaman da ciddi anlamda fonksiyonel bozukluklara yol açabilen bir hastalıktır. Hastalığın kendine ait spesifik bir bulgusu yoktur. Örneğin hastalar sadece sırt ağrısı veya karın ağrısı ile başvurabileceği gibi, klinik tabloya idrar kaçırma, idrar yapma fonksiyonlarında bozukluk, omurilikteki bir takım hasarlara bağlı bacaklarda güçsüzlük, uyuşma, güç kaybı ile kendini gösterebilmektedir. Bu hastalıkta teşhiste Torakal MRG yeterlidir. Bel ağrısı olan hastaların yüzde ikisinde torakal disk hernisi görülmektedir. Kadın ve erkeklerde eşit olarak ve genellikle 30 yaş üzerinde görülür. Nadiren cerrahi tedavi gerektirir.

Ameliyat kararını iyi vermek gerekir. Nörolojik muayenede bulgular, Torakal MRG’de de  ciddi bir fıtığı varsa myelona yani omuriliğe ciddi bir bası mevcutsa ameliyat etmek gerekir. Genellikle hastaların hikayesinde bir travma olmakla birlikte, dejeneratif disk hastalığı dediğimiz omurgadaki disklerin kalitesini kaybetmesi sonucu alt torakal seviyelerde daha sık gelişmektedir. Hastaların yaklaşık olarak yüzde sekseninde etkilenen seviye T8 dediğimiz torakal sekizinci omurganın altındadır ve en sık görülen torakal disk hernisi torakal 11 ve 12 seviyesindedir. Bu durum alt torakal seviyenin daha hareketli olması ve bu seviyede arka elemanların daha zayıf olmasına bağlanabilmektedir.

Torakal disk hernileri boyun ve bel fıtığına kıyasla daha çok santral dediğimiz şekilde ortadan basar ve kireçlenme olasılığı daha fazladır. Ayrıca torakal bölgede kan dolaşımı önemli olduğundan ve sınırlı olduğundan iskemik hasar dediğimiz riske bağlı dolaşım bozukluğu omurilikte ciddi bir işlev kaybına ve belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Ameliyat kararına ve hangi cerrahi yöntemle yapılacağına karar vermek çok önemlidir. Tecrübelerimiz göstermiştir ki torakal disk hernilerinde cerrahi karar vermekte bir çok faktör vardır. Bunlardan en önemlisi fıtığın omuriliğe olan basısı (myelopati) , hastanın nörolojik muayenesindeki zenginlik, ağrılar göz önünde bulundurulmalı ve hangi cerrahi seçeneğin uygulanacağına iyi karar verilmelidir. Burada hastanın klinik bulguları, herniasyonun şiddetine ve hangi seviyede olduğuna göre değişir.

Genellikle hastalar değişik bulgularla başvurabilir. En sık başlangıç bulgusu genellikle yanıcı veya saplanıcı şeklinde tarif edilen sürekli ya da aralıklı olarak ortaya çıkan sırt ağrılarıdır. Ağrı fıtığın bulunduğu bölgeye göre yan ağrısı, karın ağrısı veya kasık ağrısı  şeklinde olabilir. Eğer torakal 11 ve L1 seviyeleri arasında disk varsa hasta kauda equina veya konusmedullarise olan baskı nedeniyle bulgular verebilir. Genellikle hastalarda yürüme bozukluğu, her iki alt ekstremitede güçsüzlük, spastisite dediğimiz kasılmalar sfinkter kusuru (retansyon) idrarını tam boşaltamama hissi,idrar kaçırma, sık idrara çıkma gibi bulgularla gelebilir. Burada önemli olan şeylerden biri de hastayı bir bütün olarak değerlendirmektir. Hastanın muayenesinde üst ekstremitede nörolojik bulgular da saptanırsa o zaman hastanın servikal bölgesinin de taranması gerekmektedir.

Torakal disk hernisinin tanısı bütün hastalıklarda olduğu gibi detaylı bir fizik ve nörolojik muayene ardından torakal MR incelemesi yapılmalıdır. Çünkü torakal MR’da ayrıca torakal disk hernisiyle karışabilecek enfeksiyoz, neoplastik, konjenital hastalıklar rahatlıkla ayırt edilebilir. Bu arada hastalarda uzun süreli şikayetler varsa ve yaş olarak ilerlemişse mutlaka tomografi çekmek gerekir.
Cerrahi tedavide yukarda bahsettiğimiz bütün klinik bulgular, muayenesi, MR bulgusu, topyekün değerlendirilip posterior yaklaşım posterolateral yaklaşım yapılabilir. Ayrıca minimal invaziv yöntemler dediğimiz tam endoskopik disk cerrahisi uygulanabilir.

Cerrahi yaklaşımlar
1- Posterior yaklaşım
2- Posterolateral yaklaşım
3- Anterior transtorasik yaklaşım
4- Transplevral yaklaşım
5- Lateral ekstra kavitar yaklaşım
6- Minimal invaziv lateral transtorasik yaklaşım şeklinde sıralayabiliriz.

Sırt Fıtığı
Sırt Fıtığı