Tam Endoskopik Bel ve Boyun Fıtığı Ameliyatı Nedir ?

Tam endoskopik disk cerrahisi yöntemi kapalı ameliyat tekniğidir. Diğer kapalı ameliyat tekniğinden farkı tam endoskopik yöntem ile fıtığın olduğu bölgeye kamera sistemi ile ulaşılması ve müdahale edilmesidir.

Tam Endoskopik Fıtık Ameliyatı Ne Kadar Sürer ?

Fıtığın adeti ve durumuna göre tam endoskopik fıtık ameliyatları 45 dakika ile bir saat arası sürer.

Tam Endoskopik Fıtık AmeliyatLARINDA NE TÜR ANESTEZİ UYGULANIR?

Tam endoskopik bel fıtığı veya boyun fıtığı ameliyatlarında genel anestezi uygulanır.

Tam Endoskopik Fıtık Ameliyatından Sonra Ağrı Hissedilir Mi?

Hasta ameliyat sonrası yatağına gelinceye kadar herhangi bir ağrı duymaz. Ameliyattan sonra anestezinin etkisi geçtikten sonra ağrı kesici ihtiyacı yok denecek kadar azdır.

Kronik Hastalığı Olan ve Düzenli İlaç Kullananlar Ameliyat Öncesi İlaçları İçmeyi Bırakacak Mı?

Ameliyat öncesi kronik hastalığı olan (Kalp, şeker, tansiyon gibi) ve düzenli bir şekilde her gün ilaç alması gereken hastalar kullandığı kalp, şeker, tansiyon ve kan sulandırıcı gibi ilaçlarını kullanmasında bir sorun yoktur, ilaçlarını kullanabilirler.

AMELİYAT OLDUKTAN NE KADAR SÜRE SONRA YEMEK YENİR VE TUVALET – BANYO İHTİYACI GİDERİLİR?

Ameliyattan yaklaşık 3 saat sonra hastaya sıvı gıda verilir, korse ile birlikte kaldırılır.

Hasta, hastanede kalındığı süre zarfında kimseye ihtiyacı olmadan desteksiz kendi ihtiyacını karşılayabilir.

AMELİYATTAN KAÇ GÜN SONRA TABURCU OLUNUR?

Normal şartlarda tam endoskopik bel ve boyun fıtığı ameliyatlarından sonra hasta bir gün hastanede kontrol amaçlı yatırılır. Ertesi gün taburcu edilir.

AMELİYATTAN KAÇ GÜN SONRA SEYAHAT EDİLİR?

Ameliyat sonrası hastanın yolculuk yapmasında sakınca yoktur. Korse veya boyunluk kullanarak uçak ile seyahat edebilir.

AMELİYATTAN KAÇ GÜN SONRA ÇALIŞMAYA BAŞLANIR?

Eğer hastamızın işi oturarak ise bir hafta sonra işe başlayabilir. Ancak ara sıra ayağa kalkıp yürümelidir.

Zorunlu olmadığı müddetçe ilk bir hafta, on gün araba kullanmamalıdır.

AMELİYATTAN SONRA NEKAHAT DÖNEMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

  • Özellikle banyo yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur.
  • 10 gün sonra kontrole gelinir ve dikişleri alınır. Bu süre zarfında mutlaka 3 günde bir pansuman yapılmalıdır.
  • Bel fıtığı ameliyatı sonrası hasta ilk 20 gün beline korse bağlayarak, takarak yürüyebilir, yatarken korsesini çıkartılabilir.
  • Boyun fıtığı ameliyatı sonrası hasta 20 gün boyunluk takarak yürüyebilir, oturabilir. yatarken boyunluğunu çıkartır.
  • Bel fıtığı ameliyatı olan hasta ameliyat sonrası ilk 20 gün zorunlu olunmadıkça çok fazla oturmamalı. Zorunlu ihtiyaçlarda 10 -15 dakika oturabilinir.
  • Ameliyat sonrası şiddetli öksürmek, hapşırmak, kabızlıktan kaçınmak gerekir.
  • Hasta ameliyat sonrası rahatlıkla istediği kadar yürüyebilir.
  • Bel fıtığı ameliyatı olan hasta yatış pozisyonunda istediği pozisyonu kullanabilir. Yalnız tam sağa veya tam sola kıvrılmadan yatmalıdır ya da sırt üstü yatarken bacaklarını karnına doğru toplaması gerekir.
  • Soğuktan ve cereyana kalmaktan sakınmalıdır.
  • Yukarı doğru asılmayı gerektirecek, perde asma gibi hareketlerden kaçınmalıdır.
  • Eğer ev hanımı ise yaklaşık olarak beşinci günde kendini fazla yormadan evinin ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilir.
  • Eğer hastamızın işi oturarak ise bir hafta sonra işe başlayabilir. Ancak ara sıra ayağa kalkıp yürümelidir.
  • Kadın erkek beraberliğinde bir sakınca yoktur. Ancak gebelik için 3 hafta beklenmelidir. Tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı olan bir hanımın normal doğum yapmasında bir sakınca yoktur.
  • Zorunlu olmadıkça ilk bir hafta, on gün araba kullanılmamalıdır.

GEÇMİŞ YILLARDA ESKİ SİSTEM FITIK AMELİYATI OLUP SONRADAN TEKRARLANAN FITIKLARDA TAM ENDOSKOPİK CERRAHİ YÖNTEMİ UYGULANIR MI?

Daha önceki yıllarda ameliyat olan hasta, hastalığı nüksettiğinde tam endoskopik disk cerrahi yöntemiyle tekrar ameliyat olabilir ancak bu tür ameliyatlar tam endoskopik cerrahi konusunda deneyimli cerrahlar tarafından tam donanımlı merkezlerde yapılmalıdır.

SGK VE ÖZEL SAĞLIK SİGORTASI OLANLAR MUAYENE OLABİLİR Mİ?

Hastanemizde başta SGK olmak üzere anlaşmalı özel sağlık sigortalılar muayene olabilirler.

Kış Aylarında Gripten Daha Tehlikeli: Omurilik Yaralanmaları

Yeni yılla birlikte bembeyaz ama bir o kadar da sert yüzünü gösteren kış şartları yurdun dört bir yanını esir almış durumda. Doğu bölgesi dışında Ege ve Marmara Bölgesi’ni de beyaza bürüyen kar ve sonrasında gelen don ile yaşanan buzlanma başta fark edilmeyen ancak sonrasında ciddi sorunlar yaratabilecek omurilik yaralanmaları gibi ciddi rahatsızlıkları da beraberinde getirmekte. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Salih Aydın, böylesine sert kış şartlarında omurilik yaralanmaları açısından özellikle bir grubun sağlıklı bireylerden çok daha fazla risk taşıdığının altını çiziyor.

Bu dönem mümkünse evde geçirilmeli

Her zaman önemini koruyan ancak özellikle kış aylarında alınabilecek basit tedbirlerle önüne geçilebilecek, aksi takdirde ciddi sonuçları olan bir rahatsızlık olduğunu vurgulayan Aydın, “Çocuklar, yaşlılar, hamileler, kemik hastalığı olanlar (kemik erimesi vb.) daha önce omuriliğin herhangi bir bölgesinden ameliyat olanlar, yüksek tansiyon ve diabet gibi sistemik rahatsızlıkları olanlar risk grubundadırlar. Bu tür rahatsızlıkları olanlar mutlaka bu sert kış şartlarında, karda, buzda, yağmurda yani kaygan zeminde daha fazla bir dikkat söz konusu olmalıdır” diyerek önemli bir uyarıda bulunuyor.

Aydın, özellikle yağışlı havalarda, kaygan zeminlerde çok dikkat edilmelisinin gerekliliğini hatırlatan hatta zorunlu olmadığı müddetçe riskli grubun bu zamanı koşullar düzelinceye kadar evde geçirmesinin uygun olacağını kaydediyor.

Felç olabilirsiniz

Riskli dönemlerde kişinin düşme sonucu felce kadar varabilecek durumlar karşı karşıya kalabileceğini ifade eden Op. Dr. Salih Aydın, “Örneğin; kemik erimesi olan bir kişi düştüğünde özellikle omurilikte olabilecek çökme kırıkları felçlere kadar gidebilecek durumlara sebep olabilir. Daha önceden omuriliğinin herhangi bir yerinde problemi olan birisi için de mevcut durumun daha da kötüleşmesine sebep olabilir. İnsanlar genellikle kaygan zeminde her türlü pozisyonda düşebilir. Ama refleks olarak daha çok baş bölgesini korumak için vücudunun diğer bölgelerini korumada zayıf kalırlar. Böylece farkına varılmadığı takdirde önlenebilir sakatlıkların önüne geçilemez.” açıklamasını yapıyor.

Ciddi omurilik yaralanmalarının her zaman açık bir yara şeklinde görülmeyeceğini de sözlerine ekleyen Aydın, “Ciddi omurilik yaralanmaları her zaman açık bir açık yara ile beraber olmayabilir veya yaralanmalarda başvurulan hastanelerin acil bölümlerinde dahi gözden kaçabilir. Sıcağı sıcağına fark edemeyebilirsiniz. Ancak açık bir yara, kanama veya ağır bir nörolojik bozukluk olmadığı için bir sağlık kuruluşuna başvurulmadığı takdirde geç kalınmış olabilir. Bu durumda;

  • Yaralanmanın şekli ve ağırlığına göre
  • Boyun ve bel bölgesinin kıvrılma şeklindeki düşmelerinde
  • Boyun hareketlerinde ağrı, kollarda uyuşma ve ağrı olduğunda
  • Bel kısmında otururken ya da ayakta kalındığı zaman ağrı, bacaklarda uyuşma varsa
  • Dengede durmada ve yürümede bir problem yaşanıyorsa
  • Nefes alma güçlüğü çekiliyorsa” diyerek mutlaka en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmasının gerekliliğini hatırlatıyor.

Ağır Cisimler Nasıl Kaldırılmalı ve Taşınmalı?

Ağır cisimleri almak için bulunduğu yere doğru eğilirken veya taşırken yapılan yanlışlıklar omurga, bacak ve kollarda kalıcı hasarlar meydana getirebilir. Bu nedenle herhangi bir şeyi almak için yere doğru eğilme, tutma, kalkma ve taşıma tekniklerinin doğru uygulamasını bilmek, sorunları önlemenize yardımcı olacaktır.

comelme_2

Ağır cisimleri kaldırmadan önce bir plan yapın…

Cismi nereden alıp, nereye götüreceğinizin planını yapın ve yolunuz üzerindeki engelleri kaldırın.

Ayaklarınızı omuz genişliğinde açın…

Kalkarken tabandan sağlam destek alınabilmesi için ayaklar omuz genişliğinde açılmalı.

Eğilmeyin, dizlerinizi bükün ve sırtınızı düz tutun…

Vücudunuz, kaldırılacak cisme iyice yaklaşmalı,

Omurga dikliği bozulmadan, dizler bükülerek eğilmeli,

Cisim sıkıca kavranmalı,

Omurga dikliği bozulmadan kuvvet diz ve bacaklara verilerek kalkmalı.

Doğru eğilme, tutma, kalkma ve taşıma teknikleri

Kemer veya sırt desteği takın…

Taşıma işini meslek olarak yapanlar bu iş için özel hazırlanmış kemer ve sırtlık kullanmalı.

Psödotümör Serebri

Psödotümör serebri hastalarının çok büyük bir çoğunluğu obez orta yaş kadınlardır. Hastalarda geçici görme kayıpları, görme keskinliğinde azalma, görme alanında bozulma, daralma, artmış kafa içi basıncına ait bulgular bulunur. Baş ağrısı, kafa içinde uğultu ve kulak çınlaması, gözde ağrı, çift görme en sık karşılaşılan klinik bulgulardır. Başağrısı daha çok sabahları olur.

TANI
Psödotümör serebri hastalığının teşhisi hastanın öyküsü ile başlar. Orta yaş, obez, baş ağrısı ve görme yakınmalarından şikayet eden bir hastada ilk bu sendrom düşünülmelidir. Bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme Psödotümör serebri sendromunda spesifik bulgu vermez. Detaylı bir nörooftalmolojik muayenede göz dibi, görme keskinliği ve görme alanı değerlendirilir. Hastanın muayenesinde sistemik kan basıncı mutlaka ölçülmelidir, yüksekse düşürülmesi sağlanır.

TEDAVİ

Tedavi görme kaybı, şiddetli baş ağrısı veya çift görme olan hastalarda mutlaka hemen başlanmalıdır. Şikayeti olmayan psödotümör serebri hastalarında takip yeterlidir. Tedavinin birinci adımı hastalığa neden olan sebeplere yönelik olmalıdır. Obezitenin önlenmesi, A vitamini alımı kısıtlaması, hipertansiyonun önlenmesi ilk adımlardır. BOS üretimini azaltan ilaçlar medikal tedavide önerilir. Romatizma ilaçları kafa içi basıncını düşürseler bile uzun süreli kullanıma uygun değillerdir. Sonuçta, kilo kaybı, hipertansiyon kontrolu ve medikal tedavi yetersiz kalırsa cerrahi tedavi gündeme gelir.

CERRAHİ TEDAVİ
Lumboperitoneal şant
Ventrikülo-peritoneal şant
Endoskopik optik sinir kılıfı dekompresyonudur.