Bel Fıtığı

Bel Fıtığı
Toplam beş adet olan bel omurlarının arasında disk adı verilen kıkırdaklar bulunur. Her disk anulus denilen kauçuk kıvamında bir halka ve içinde jöle kıvamında bir maddeden oluşur. Anulusun yırtılması ya da çatlaması nedeniyle koyu jel kıvamındaki maddenin disklerden dışarı doğru fırlaması sonucu bel fıtığı gelişir. Ağrı ve diğer yakınmalar hasar gören yani fıtıklaşan diskin, omurilik ya da sinir köklerine baskı yapmasıyla meydana gelir. Fıtıklaşma ani gelişebileceği gibi haftalar ya da aylar içerisinde de ortaya çıkabilir.

Bel Fıtığı
Bel Fıtığı

Belirtileri Nelerdir?

Basit ağrı kesicilerle geçmeyen, bel ve bacak ağrısı en belirgin şikayetlerdendir.  Bacaklar ve bel bölgesi uyuşmaya başlar. Bacakta karıncalanma, hastalık ilerledikçe de güç kaybı ve incelme görülür. Hareket kısıtlılığı, topallayarak yürüme, vücudun bir tarafa doğru çarpılması gözlemlenir. Duyu kaybı ve refleks kusurları, cinsel fonksiyonların kaybı da söz konusu olabilir. Ender de olsa fıtık, omurilik ve sinir köklerine aşırı baskı yaparak hastanın idrar ile büyük tuvaletini kaçırmasına ve felç olmasına yol açabilir.

Bel Fıtığının Nedenleri…
Bel omurları arasındaki kıkırdağın zamanla yıpranması, yanlış duruş ve oturuş, hatalı ve aşırı yük taşıma gibi omurga biyomekaniğini bozan hareketler. Ayrıca , sigara tüketimi, düzenli egzersiz yapmama ve şişmanlık da diğer nedenleri oluşturur.  Bu faktörlerin bir ya da birkaçının bir arada bulunmasıyla oluşan yıpranma ve aşınma nedeniyle bel fıtığı gelişir.

Bel Fıtığında Girişimsel Tedavi
Bel fıtığı çoğu zaman ameliyata gerek kalmadan tedavi edilebilir. Doktorun önerisi doğrultusunda ilaç tedavisi ve yatak istirahatı atılacak olan ilk adımı oluşturur. Yatak istirahatıyla sinirlerin üzerindeki baskının ortadan kalkması hedeflenir. Şikayetlerin oluştuğu ilk 24-48 saat içerisinde bölgeye soğuk uygulamak (ben genellikle sıcak uygulanmasını öneriyorum); ödem, kas spazmı ve ağrıyı azaltmak suretiyle yararlı olabiliyor. Bunların yanı sıra fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleriyle ağrı azaltılabilir. Kas spazmı ortadan kaldırılabiliyor ve vücudun esneklik kazanması sağlanabiliyor. Tüm bu yöntemlerle sonuç alınamayan hastalarda ise epidural enjeksiyon önemli yarar sağlayabilir. Bu işlem baskı altında kalan sinirlerin olduğu bölgeye iğneyle girilerek, ağrı, ödem ve yangı giderici çeşitli ilaçların enjekte edilmesi esasına dayanıyor. Bu şekilde hem şikayetler hafifletiliyor, hem de fıtığın bulunduğu bölgedeki sinir baskısı ortadan kaldırılıyor.

Bel Fıtığında Girişimsel Tedavi
Bel Fıtığında Girişimsel Tedavi

Her bel fıtığı ameliyat değildir. Yukarıdaki şekilde görüldüğü üzere genellikle I ve II nolu resimlerdeki gibi olan fıtıklarda daha çok istirahat ve analjezik tedavi uygulanabileceği gibi, enjeksiyon yöntemleriyle ya da nükleoplasti ile hasta ameliyattan kurtarılabilir. Ancak III ve IV nolu şekillerdeki gibi olursa cerrahi artık düşünülür.

Bel Fıtığında Altın Standart Yöntemi
Tam Endoskopik Disk Cerrahisi

Tam Endoskopik Disk Cerrahisi Yöntem bel fıtığı bölgesine kamera sitemi ile ulaşılmasını ve müdahale edilmesini sağlar. Bu yöntemde genişliği yaklaşık 0,8 cm olan endoskop sistemleri  kullanılır. Tam endoskopik disk ameliyatı, bel fıtığı nedeniyle ameliyat olması gereken tüm hastalara uygulanabilir.

TAM ENDOSKOPİK BEL FITIĞI AMELİYATI
Erişkinlerin %80’i hayatlarının bir döneminde en az bir kez bel bölgesindeki ağrıdan yakınmaktadır. Toplumda işgücü kaybına yol açan hastalıkların başında bel fıtığı gelmektedir. Obezite, hareketsizlik, sigara içme, günlük yaşamda omurga fizyolojisine uygun hareket etmemek, meslekle ilgili olan faktörler bel fıtığı için risk faktörleridir.
Bel ağrılarının ancak %3’ü ameliyat edilmesi gerekli bel fıtıklarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle hekim muayenesi ve yapılacak incelemelerin sonuçlarına göre ilk önerilen yatak istirahati, ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçların kullanılmasıdır. Alınan bu önlemlere karşın ağrı ve bacaklarda uyuşukluk ve kas güçsüzlükleri geçmezse çözüm ameliyattır.

Ameliyat teknikleri nelerdir?
Günümüzde cerrahi yöntemler iki şekilde yapılmaktadır. Posterior açık sistem ve perkütan adı verilen ciltten yapılan yöntem. Mikroskobik mikro cerrahi şu ana kadar bu işin altın standardıydı. Açık mikro diskektomi 20. yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanmıştır. 1970’lerin sonuna doğru mikroskoptan yararlanılmasıyla beraber, günümüzde endoskopiyle yaşanan heyecanın aynısı mikroskobik disk cerrahisi başladığı zaman da yaşanmıştı. Omurganın stabilizasyonu dediğimiz hareket kabiliyetinin sabitliğini bozmadan bu işi yapmak çok önemliydi. Mikroskobik mikrocerrahi sistem, şu an endoskopik yöntemle kıyasladığınız zaman invaziv bir yöntemdir. Endoskopik disk cerrahisinin yeni ALTIN STANDART olduğu kabul edilmelidir.

Tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı ne demektir?
Halk arasında kapalı bel fıtığı ameliyatı olarakta bilinen endoskopik yöntem temel olarak ikiye ayrılmaktadır. Endoskop yardımlı sistemler ve tam endoskopik yöntem. Endoskop yardımlı temel olarak sistemler  mikrodiskektomi ile aynı yöntemlerdir. Farklı olarak mikroskop yerine endoskop ( Kamera ) kullanılır. Tam endoskopik yöntem ise bel fıtığı bölgesine kamera sitemi ile ulaşılmasını ve müdahale edilmesini sağlar. Bu yöntemde genişliği yaklaşık 0,8 cm olan endoskop sistemleri  kullanılır.

Endeskopik Bel Fıtığı Ameliyatı
Endeskopik Bel Fıtığı Ameliyatı

Hangi hastalara uygulanabilir?
Tam endoskopik disk ameliyatı, bel fıtığı nedeniyle ameliyat olması gereken tüm hastalara uygulanabilir.

Avantajları nelerdir?
Küçük insizyon, daha az doku travması ve kan kaybı, ameliyat sahasında yapışıklık olmaması, obez hastalarda cerrahi yaklaşım kolaylığı, ameliyat sonrası ağrı kesici tedavi kullanım ihtiyacının azalması ve daha kısa iyileşme sürecidir.

Dezavantajları nelerdir?
Deneyimli ve gerekli eğitimlerden geçmiş cerrahlar ve bu konuda yeterli donanıma ve cerrahi ekibe sahip  merkezler tarafından yapılabilmesi en büyük dezavantajıdır. Ameliyat için yüksek teknoloji gerektiren maliyeti yüksek ekipmanların kullanılması gereklidir.

Cerrahi teknik:
Temel olarak 2 tip cerrahi teknik vardır. Hangi yöntemin seçileceği hastanın anatomik yapısı ve fıtığın omurga kanalı içerisindeki yerine göre belirlenir.
1-)  Belin yan tarafından girilerek yapılan yöntem (Transforaminal)

Transforaminal Yöntem
Transforaminal Yöntem

2-) Belin ortasından girilerek yapılan yöntem (İnterlaminar)

İnterlaminar Yöntem
İnterlaminar Yöntem

Hangi tip anestezi kulanılır?
Merkezimizde genel anestezi tercih ediyoruz. Ancak genel anestezi alması riskli hastalarda transforaminal yöntem lokal anesteziylede uygulanabilmektedir.

Hastanede yatış süresi ne kadardır?
Genellikle 1 gündür.

Tam endoskopik bel fıtığı ameliyatından sonra fıtığın tekrarlama şansı var mıdır? 
Tüm dünyada yapılan bilimsel çalışmalara göre  tekrarlama oranı % 5 civarındadır. Bu oran diğer yöntemlerde de aynıdır. Ancak tam endoskopik yöntemle ameliyat edilen hastalarda fıtığın tekrarlaması durumunda diğer yöntemlerdeki gibi yapışıklık olmayacağından 2. ameliyat daha kolay ve az komplikasyonla yapılabilmektedir.

Daha önce diğer yöntemlerle ameliyat edilmiş hastalarda da uygulanabilir mi?
Güvenle uygulanabilmektedir. Ancak bu tür ameliyatlar Tam endoskopik cerrahi  konusunda deneyimli cerrahlar tarafından yapılmalıdır.

Bel fıtığına eşlik eden kanal daralması durumunda da uygulanabilir mi?
Bu konuda deneyimli cerrahlar tarafından kanal daralması gibi eşlik eden durumlarda da özel aletleri sayesinde güvenle uygulanabilir.  Merkezimizde omurga kanal darlığı ameliyatlarını da “Tam Endoskopik”  yöntem ile yapmaktayız. Dar kanal ameliyatı için geliştirilmiş endoskop sistemi Dünyada çok az yerde mevcuttur. Ülkemizde ise sadece hastanemizde bu sistem var ve başarıyla uygulanıyor.

Dar kanal ameliyatı için geliştirilmiş endoskop sistem
Dar kanal ameliyatı için geliştirilmiş endoskop sistem

Tam Endoskopik Cerrahi konusunda  deneyim nasıl kazanılabilir ?
Bu konuda dünyada çeşitli merkezlerin düzenledikleri kurslar mevcuttur. Bu merkezlerden birisi de hastanemizdir.

BEL AĞRISI VEDURUŞ BOZUKLUKLARI

İki ayağının üzerinde dengeli şekilde dik durabilmek ve bu şekilde yürüyebilmek insana bahşedilmiş en önemli nimetlerden biridir. Ancak bu dengenin elde edilebilmesi için kas iskelet sistemi ve sinir sisteminin beraber çalışarak düzgün bir vücut duruşu sağlaması gerekir.

Normal vücut duruşu nasıl olmalıdır?
Normal vücut duruşu; ayaktayken karşıdan bakıldığında başın dik pozisyonda olduğu, omuzların simetrik ve ellerin yanda aynı seviyede bulunduğu duruştur. Yandan bakıldığında ise kulaklar omuzlar hizasında yer almalı, boyun ve belde içe doğru, sırtta ise dışa doğru hafif bir kavis bulunmalı, karın ise düz olmalıdır. Otururken de omurga ve başın dik olması gerekmektedir.
Normal duruş sırasında, kas iskelet sisteminde herhangi bir zorlanma olmaksızın vücudun normal eğrilikleri korunmakta ve eklemlere uygulanan kuvvetler dengeli bir şekilde dağılmaktadır. Bu dengenin sağlanmasında omurga anahtar görev üstlenmekte, bel ise vücudun alt ve üst kısmı arasında bir köprü olarak çalışmaktadır.

Bu duruşta oluşan bir aksama nelere sebep olur?
Bu hassas dengenin herhangi bir bileşeninde hafif de olsa meydana gelecek aksama, zaman içinde sistemin tamamının bozulmasına ve yeni patolojik mekanizmaların devreye girmesine neden olabilir. Bu durum ise daha önce vücut duruşu üzerindeki öneminden bahsettiğimiz omurganın, özellikle de belin etkilenmesine yol açar. Durumun biraz daha iyi anlaşılabilmesi için basit bir örnek verilebilir. Ayaklarında düz tabanlığı/taban çöküklüğü olan kişi zaman içinde ayak biyomekaniğinin bozulması ile ayaklarının iç kısımlarına basmaya başlar, yani ayağının normal duruşu/postürü bozulur. Bu durum kas iskelet zincirinin bir üst halkası olan diz eklemini ve çevre bacak kaslarını etkiler. Daha sonra bir üst halka olan kalça eklemi ve leğen kemiği, devamında omurganın bel bölgesi etkilenir. Leğen kemiği daha yatık bir hal alırken, buna bağlı olarak belde normalden daha derin bir kavis oluşur. Kişi bu durumu desteklemek için daha kambur durmaya başlar. Sonrasında bir üst seviyede boyun kavisi düzleşir, kişinin başı normalden daha önde durur. Yani ayakta başlayan duruş bozukluğu en tepeye varıncaya kadar dengeyi bozar. Sonuçta bacaklarda ve tüm omurga etrafı kaslarında zorlanmaya bağlı gerilmeler ortaya çıkar ve gerilen kaslar nedeniyle de kişide baş-boyun-bel ağrısı yakınması ortaya çıkabilir.

Duruş bozuklukları tek başlarına bel ağrısı neden olur mu?
Duruş bozuklukları verilen örnekte olduğu gibi tek başlarına bel ağrısı nedeni olarak karşımıza çıkabileceği gibi bazen de diğer nedenli bel ağrılarının bir sonucu olarak da klinik tabloda bulunabilirler. Dolayısıyla bel ağrısı ile takip edilen her hastanın duruş analizinin de içinde bulunduğu bütüncül bir yaklaşım ile değerlendirilmesi gerekmektedir.
Klinikte bel ile ilgili sık karşılaşılan duruş bozukluklarından biri belin normal kavisinin yani lomber lordozun artmasıdır. Özellikle karın kaslarında gevşeklik ve aşırı kilo lomber lordozu artırır. Ayrıca gebelik de bu kavisin artmasında önemli rol oynar. Bu durumun tersi düz bel olarak tanımlanabilir. Karın kaslarından ziyade sırt ve bel kasları zayıftır. Dizler ve kalça eklemleri aşırı gergindir. Ön bacak kasları uzamış ve zayıf, arka uyluk kasları ise kısalmış olarak karşımıza çıkar. Bele ait diğer sık karşılaşılan postür bozukluğu, önden arkaya bakıldığında omurganın kavislenmesi yani skolyozdur. Skolyoz genelde tüm omurga boyunca görülebileceği gibi sadece bel bölgesinde de yer alabilir.

Duruş bozukluğuna sebebiyet veren diğer faktör ya da faktörler nelerdir?
Duruş bozukluklarından pek çok faktör sorumlu olabilir. Kötü oturma-yatış alışkanlıkları, zayıf kaslar ve aşırı kilolu olmak bu nedenlerin başında gelmektedir. Bunlarında dışında psikolojik ve bedensel yorgunluklar, görme bozuklukları, kaza-yaralanma-düşme,  kronik kas iskelet sistemi hastalıkları ve ağrıları, solunum sistemi hastalıkları da vücut duruşunu etkileyebilen diğer durumlardır.

Duruş bozukluklarının tedavisi nasıl yapılmaktadır?
Duruş bozukluklarının tedavisinde esas olan hasta eğitimi ile vücudun yeniden yapılandırılmasıdır. Bu amaçla doktorunuz tarafından düzenlenen kişiye uygun egzersiz ve günlük yaşam aktivite programları önem kazanır. Ayrıca genel uyulması gereken bazı kurallar da vardır. Bu kurallardan bazıları şu şekilde özetlenebilir:
Ayakta durma: Kendinizi aktif olarak dik postürde tutmaya gayret edin. Eğer uzun süre ayakta durmanız gerekiyorsa, bir ayağınızın altına yükseklik koyarak destekleyin ve ayaklarınız arasında ağırlık aktarımı yapın. Öne eğik durmayın.
Oturma: Oturma sırasında sırtınız arkadaki desteğe yaslansın. Belinizi de küçük bir yastıkla destekleyin. Kalçanızı kaydırarak oturmayın, kollarınızı da sandalye-koltuk kolçaklarına koyarak destekleyin.
Masada oturma: Masaya yakın oturun, öne doğru eğilmeyi önlemek için masa 15 derece eğimli olmalıdır. Bilgisayar ekranı tam karşınızda olmalı, başınız öne eğik ya da yukarı bakar pozisyonda olmamalıdır. 30-45 dakika aralıklarla mola verebilir, 5 dakikalık germe egzersizleri yapabilirsiniz.
Otomobilde oturma: Direksiyona yakın, sırtınız koltuğa tam temas edecek şekilde dik olarak oturun. Pedalları bacaklarınız gevşek bir şekilde uzatarak kullanın. Bozuk yollara girmekten, ani kalkış ve duruşlardan sakının. Direksiyona eğilerek oturmayın.
Koltuktan kalkma: Gövdenizin üst bölümünü dik tutarak öne alın, ellerinizin yardımıyla ayağa kalkın.
Yatış biçimleri: Orta sertlikteki yataklarda yatın. Sırt üstü; kalça ve dizlerinizi bükerek ya da daha doğru bir pozisyon olan yan bir şekilde, bacaklarınızı göğsünüze doğru hafifçe çekerek ve arasına yastık koyarak yatmaya gayret edin.
Yataktan kalkma ve yatağa yatma: Bacaklarınızı birleştirerek bükün. Baş, omuz ve dizlerinizi aynı anda kalkacağınız tarafa doğru çevirerek yatağın kenarına getirin ve kollarınızın yardımıyla oturma durumuna eğilin. Yatarken bunların tersini yapın.
Eşyaları kaldırma: Yerden bir şey kaldırırken öne doğru eğilmeden, sırtınızı düz tutarak kalça ve dizlerinizi bükün, kaldıracağınız eşyayı iyice kendinize yaklaştırdıktan sonra doğrulun.
Ağır yük taşıma: Tek tarafınızla taşımayıp, ağırlığı iki tarafa eşit olarak bölün. Ağır yükleri uzun süre taşımaktan kaçının.
Yürüme: Her gün tempolu 20-30 dakika yürümek oldukça iyi bir egzersizdir. Yürüme dik konumda ve sabit hızla olmalı, koşulmamalıdır. Tabanı elastik ayakkabılar giyilmelidir. Belinizde ya da dizinizde ağrı olması durumunda yürümeye son vermeli ve dinlenilmelidir.
Yüzme: Bedeni fazla zorlamadan, özellikle sırtüstü yüzülmeli ve dalma, takla atma gibi hareketlerden sakınılmalıdır.

TAM ENDOSKOPİK BEL FITIĞI AMELİYATI BİLGİLENDİRME

Bel fıtığı TAM ENDOSKOPİK DİSK CERRAHİSİ ile kabus olmaktan çıkmıştır.
Ameliyat genel anestezi altında yarım santimetrelik bir giriş yerinden yapılır.
Hastamız yatağına gelinceye kadar herhangi bir ağrı duymayacağı gibi bir şey hatırlamayacaktır.
Ameliyata gelmeden önce 6 saat açlık gerekmektedir.
Hastamızın kullandığı şeker ve tansiyon ilaçlarını, kan sulandırıcı ilaçlarını kullanması gerekir. Kesmeye gerek yoktur.
Ameliyat yaklaşık 45 dakka ile 1 saat arasında sürmektedir.
Ameliyattan yaklaşık 3 saat sonra hastamıza sıvı gıda verip korse ile birlikte kaldırırız.
Hastanede kalınan süre zarfında hasta kimseye ihtiyacı olmadan desteksiz kendi ihtiyacını karşılayabilir.
Hasta ertesi gün rahatlıkla taburcu olabilir.
Ameliyattan sonar ağrı kesici ihtiyacı yok denecek kadar azdır.
İş hayatına çok kısa bir sürede dönebilir.
Yolculuk yapmasında ve uçak ile seyahatinde herhangibir sakınca yoktur.

Ameliyattan sonra yapılması gerekenler 
Özellikle banyo yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur.
İlk 20 gün beline  korse bağlayarak yürünebilir, yatarken korse çıkartılabilir.
Ameliyat öncesi bacaklara taktığımız varis çorabı ameliyattan 6 saat sonra çıkartılabilir.
İlk 20 gün zorunlu olmadığı müddetçe çok fazla oturmasını istemeyiz. Ama zorunlu ihtiyaçlarda 10 -15 dakika oturabilir
Her normal insanın yapması ancak bazı dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Şiddetli öksürmek, hapşurmak ve kabızlıktan kaçınmak gerekir
Rahatlıkla istenildiği kadar yürünebilir.
Yatış pozisyonunda istenilen pozisyon kullanabilir. Yalnız tam sağa veya tam sola kıvrılmadan yatılmalıdır ya da sırt üstü yatarken bacaklar karına doğru toplanması gerekir.
Yatak normal sertlikte olabilir.
Soğuktan ve cereyana kalmaktan sakınılmalıdır.
Yukarı doğru asılmayı gerektirecek perde asma gibi hareketlerden kaçınılmalıdır.
Eğer ev hanımı ise yaklaşık olarak beşinci günde kendini fazla yormadan evinin ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilir.
Erkek ya da kadın beraberliklerinde bir sakınca yoktur. Ancak gebelik için 3 hafta beklenmelidir. Normal doğum yapılmasında bir sakınca yoktur.
10 gün sonra kontrole gelinmeli ve dikişi alınmalıdır. Bu süre zarfında 3 günde bir pansuman yapılmalıdır.
Eğer hastamızın işi oturarak ise bir hafta sonra işe başlanılabilir. Ancak ara sıra ayağa kalkıp yürünülmelidir.
Zorunlu olmadığı müddetçe ilk bir hafta araba kullanmamalıdır.