BOYUN FITIĞI (SERVİKAL DİSK HERNİSİ)
Boyun fıtığı yani Servikal Disk Hernisi rahatsızlığı genellikle genç yaştaki hastalarda daha fazla görülür. Tek bir kökü tutma eğiliminde olduğu için en sık C6 – C7 mesafesinde tek düzeyde gelişir ve akuttur. Genellikle boyun ağrısıyla başlayıp, kol, skapula bölgesinde ve göğsün ön duvarında ağrı şeklinde ilerleyebilir. Başı öne aşırı eğdiğimizde veya başımızı fıtığın olduğu tarafa doğru eğdiğimizde ağrı artabilir. Nörolojik muayenede kökün basısına ait testlerle bunu tespit edebiliriz.
Aniden ortaya çıkan bir kol ağrısı, boyun ağrısı, parmaklara kadar yayılan bir uyuşma, ağrı, belki ilerleyen dönemlerde güçsüzlük, daha çok boyun fıtığını düşündürür. Ağrının sıklığı süresi, niteliği, beraberinde eşlik eden faktörleri önemlidir. Mesela hastanın hareketleriyle artabilir. Böyle bir hasta boyun ağrısıyla geldiği zaman boyun fıtığı düşünüyorsak öncelikle hastanın genel fizik muayenesi, hikayesinin ayrıntılı alınması gerekir. Boyun, hassasiyet açısından muayene edilmelidir. Nörolojik muayenesi ayrıntılı yapılmalıdır. Boyun hareketleri değerlendirilmelidir. Duyu muayenesi iyi yapılmalıdır. Çünkü yapılacak ayrıntılı nörolojik muayene ile boyun fıtığı düşündüğümüz bir hastada omurgayı tutabilecek başka hastalıkları da saptayabilme imkanımız vardır. Daha sonra hastamıza direkt grafi ile başlayan tetkik, eğer grafide şüphelendiğimiz bir bölge varsa her hangi bir hastalığa ya da travmaya bağlı olduğunu düşünüyorsanız, bilgisayarlı tomografi gibi ileri tetkikler gerekebilir. Ama günümüzde en sık manyetik rezonans dediğimiz servikal mr çekerek tanıyı kesinleştirebiliriz.
Servikal mr çekmekle hastada özellikle tümör hastalıklarını,omurilik enfarktlarını ayrıca chiari malformasyonu gibi gelişimsel konjenital defektleri de değerlendiririz. Osteomyelit dediğimiz kemikteki hastalıkları tespit edebiliriz. Mr’la kesin tanıyı koyarız. Mr’dan sonra bize yardımcı olabilecek bir takım nörofizyolojik incelemelerimiz vardır.Gerekli görürsek elektromyografi dediğimiz emg yapılabilir. Emg sayesinde tuzak nöropatileri veya sinirsel iletimle alakalı bir sıkıntısı varsa bunu da tespit edebiliriz. Tedavi aşamasında öncelikle boyun fıtığının derecelendirilmesi, hastanın muayenesi, ağrısı göz önüne alınmalıdır. Biz burada daha çok cerrahiden bahsedeceğimiz için öncelikle mekanik bir boyun ağrısıysa istirahatle, fizik tedavi ile bir takım egzersizlerle geçmiyorsa ve servikal MRG’de omuriliğe bası varsa, kol ağrısı varsa, kolda güçsüzlük varsa, genç hastaysa ve büyük bir fıtığı varsa o zaman cerrahi düşünebiliriz. Cerrahide de mikroskobik mikrocerrahi diskektomi dediğimiz yöntemle boynun ön tarafından yaklaşık 1,5 – 2 cm’lik bir yerden girerek konforlu bir şekilde yaparız. Hasta ameliyattan yaklaşık 3 saat sonra boyunlukla ayağa kalkar ve genel anestezi aldığından bir gece misafir olur. Ertesi gün taburcu ederiz. Yaklaşık olarak bir hafta ya da on gün içerisinde iş hayatına dönebilir. Yüzme ve benzeri sporlar için 2 aylık bir nekahat dönemi yeterlidir.

BOYUN AĞRILARI
Boyun ve kol ağrıları tüm dünyada bel ağrılarından sonra en sık görülen ikinci bölgesel ağrı sendromudur. Yani her üç insandan birinin hayatı boyunca en az bir defa boyun ağrısı çektiğini biliyoruz.
Risk faktörleri nelerdir :
travma, boyuna alınan darbeler kronik boyun ağrısının en önemli nedenlerindendir. İş yerlerinde, beden gücüyle çalışanlarda boyun ağrısı görülme sıklığı masa başı çalışanlara göre daha fazladır. Postür bozukluğu dediğimiz duruş bozuklukları, kas ve bağlarda kronik bir gerilme ve yetmezlik oluşturur ve sıklıkla boyun ağrısına neden olur. Uzun süre aynı pozisyonlarda kalmak da boyun ağrısını artıran sebeplerdendir. Boyun ağrısı ilerleyen yaşla birlikte daha sık görülür. Aynı zamanda boyun ağrısı başka bir hastalığın yansıması olarak da kendini gösterebilir. Gözden kaçırmamak gerekir. Boyunda ağrı kaynağı olan yapılar servikal sinir kökleri, diskin dış annüler lifleri, kaslar, ligamanlar, faset eklemleri, duranın ön yüzü ve vertebral yapılardır.
Boyun ağrıları her zaman spinal kökenli değildir. Boyundaki, karın boşluğundaki, iç organların hastalıklarında ve göğüs hastalıklarında yansıyan ağrılar oluşabilir. Bu yüzden boyun ağrısıyla gelen bir hastayı dikkatlice değerlendirmek gerekir. Çünkü hasta boyun ağrısı dendiği zaman ilk önce beyin cerrahisine veya fizik tedavisine yönlendirilir . Gözden kaçan önemli hastalıklar olabilir. Bu yüzden dikkatli olmak ve hastayı bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. boyun ve kolda ağrı yapan önemli hastalıkları bilmek gerekir. Daha çok spesifik bir hastalık olan servikal disk hernisi ön tanısıyla beyin cerrahisine gelip de kendisinde bir çok hastalık saptanan hastalarımız vardır. Boynu bölgelere ayırarak değerlendirmek mümkün.
Boynun ön tarafındaki ağrılar ; en sık görülen nedenleri servikal lenfadenit, boynun ön tarafından alınan yaralanmalar, kalp krizi veya koroner yetersizlik düşünülebilir. Daha nadir olarak ta tiroid hastalıkları, diş hastalıkları, myofasyal dediğimiz hastalıklar, yemek borusuyla alakalı hastalıklar düşünülebilir.
Boynun yan tarafındaki ağrıların en sık görülen nedenleri; viral parotidit dediğimiz tükürük bezinin iltihabı, tükürük bezi taşları, servikal lenf adenit, trapezius dediğimiz sırt kaslarının myofasyal ağrısı veya plörit olabilir. Nadir olarak da kabakulak, bazı kardiyak ağrılar veya enfeksiyonlar düşünülebilir.
Boynun arka tarafındaki ağrıların en sık görülen nedenleri de bakteriyel veya viral menenjit, servikal disk dejenerasyonu, servikal disk herniasyonu, osteoartrit, romatoid artrit, atlantoaksiyal subluksasyon, servikal omurgada fraktür veya subluksasyon, arka boyun kaslarını etkileyen myofasyal ağrılar, faset eklemlerdeki patolojiler, oksipital migren dediğimiz hastalık sık görülen nedenlerdendir. Nadir olarak da subaraknoid kanama dediğimiz beyin kanaması, ilaca bağlı olan bir takım nedenler myofasyal ağrılar, ankilozan spondilit veya tortikollis dediğimiz boyun eğriliği olabilir.
KOL AĞRILARI
Kol ağrılarının en sık görülen nedenleri servikal disk hernisi, servikal spondiloz, torasik outlet sendromu, myofasyal ağrılar, karpal tünel sendromu, selülit, akut miyokard enfarktüsü, göğüs duvarı ağrısı, en sık görülen nedenlerdendir. Nadiren de olsa travma, herpes zoster nöriti, akut brakiyal nöropati, brakiyal pleksus travması, vasküler ağrılar, özofagus veya akciğerden kaynaklı ağrılar olabilir.
O halde boyun ağrılarını az önce bahsettiğimiz gibi boynun kendinden kaynaklı yani spinal sinirlerden kaynaklı ağrılar ve diğer yansıyan ağrılardan ayıt etmek gerekir. Özellikle boyun ve kol ağrılarının büyük kısmı spinal dokulardan kaynaklanır. Omurga ve çevresindeki kas-bağ yapıları gerek dejenerasyon gerekse travma sonucu gelişen yapısal değişiklikler ve fonksiyonel kusurlar sonucu ağrı üretmeye başlar. Ayrıca boyun – kol ağrılarını akut dediğimiz (üç aydan daha kısa başlangıç süresine sahip olan) veya kronik (üç aydan daha fazla süren) ağrılar olarak da sınıflandırabiliriz. Bunun bize nasıl bir faydası olabilir ; akut ağrıyla gelen bir hastada eğer başka bir hastalığı düşündürecek muayene bulgumuz yoksa mekanik boyun ağrısı tanısını veririz. Ve hastaya çok detaylı inceleme yapmadan belki bir ilaç tedavisiyle, istirahatle takip edebiliriz ve bir çoğunun da ağrısı azalarak kaybolur. Eğer hastanın kronik boyun ağrısı varsa o zaman az önce saydığımız hastalıkları göz önünde bulundurmamız gerekir.
BOYUN EGZERSİZLERİ
Boyun bölgesi baş ve gövdenin bağlantısını sağlayan hareket yeteneği fazla olan bir bölgedir. Aynı zamanda beyinden gelen sinirleri koruyan önemli bir yapıdır. Boyun ve kol ağrıları tüm dünyada bel ağrılarından sonra en sık görülen ikinci ağrı bölgesidir. Birçok risk faktörleri boyunda ağrı oluşumuna sebep olur. Özellikle travma, yani boyun yaralanmaları önemlidir. Beraberinde duruş bozuklukları, kas ve bağlardaki gerilmeler, birtakım psikolojik rahatsızlıklar boyun ağrılarını artırabilir. Boyun fıtığı önemli bir hastalıktır. Çoğunlukla kendisini boyun ağrısı ve kola vuran ağrı ile veya sadece kol ağrısı ile de kendini gösterebilir. Öyle ki zaman zaman kalp ve iç organlardan gören birtakım hastalıklarla karışabilir basit ilaç tedavisinden cerrahi tedaviye kadar gidebilecek problemlere yol açabilir. Cerrahisi yüz güldürücü olan bu hastalık teşhisi esnasında hastaların kendilerinin bile farkında olmadıkları birçok rahatsızlıklar da teşhis edilebilir.
Egzersizden sonra hafif ve birkaç dakika süren rahatsızlık önemsizdir; rahatsızlık şiddetli olursa ve 15 – 20 dakikadan fazla sürerse doktorunuza danışmadan devam etmeyiniz.
Egzersizleri dik olarak otururken veya ayakta yapınız.
– Ellerinizi alnınıza koyun. Başınızı öne doğru itmeye çalışırken ellerinizle engel olmaya çalışın. 5’e kadar sayın, gevşeyin. Hareketi günde 3 kez 15 tekrar yapın.

– Ellerinizi başınızın arkasına (enseye değil) koyun ve başınızı arkaya doğru itmeye çalışılırken ellerinizle engel olmaya çalışın. 5’e kadar sayın, gevşeyin. Hareketi günde 3 kez 15 tekrar yapın.

– Sağ elinizi yüzünüzün sağ tarafına koyun ve başınızı sağa doğru itmeye çalışırken sağ elinizle engel olmaya çalışın. 5’e kadar sayın, gevşeyin. Hareketi günde 3 kez 15 tekrar yapın. Aynı hareketi sol elinizle sola doğru tekrarlayın.
- Başınızı yavaşça sağa döndürün ve üç saniye böyle durun. Başınızı öne döndürün. Dinlenin. Aynı hareketi aksi yöne yapın. Hareketi günde 3 kez 15 tekrar yapın.
